Olgunlaşma Enstitüleri Tarihçe
1863 yılında Osmanlının öksüz kızları için Mithat Paşa tarafından Kız Sanayi Mektepleri kurulur.
1927 yılına gelindiğinde bu mektepler yerini Kız Enstitülerine bırakır.
1945'te ise bu kurumlardan mezun olan kadınların istihdamı için Olgunlaşma Enstitüleri açılır.
Olgunlaşma Enstitüleri
El Sanatlarımızın geleneksel yapısını yeni kuşaklarda sürdürmek yeni teknolojik gelişmeler paralelinde çeşitlenmesini sağlamak, nakışın giysi ve süslemede yaygınlıkla kullanımını özendirmek ve Türk el sanatlarını yaşatmak, geliştirmek ve ülkemizin tanıtımında yararlanmak amaçları doğrultusunda kurulan, kültür miras köprüleri niteliğindeki kurumlardır.
Olgunlaşma Enstitülerinin Vizyonu
Anadolu kültür, sanat ve zanaat mirasına sadık kalarak korumak, kültürel birikimleri araştırmak, el sanatlarında yaşatarak gelecek nesillere aktarmak, yeni sanat dalları ile sentezleyip yaşatarak dünya çapında tanıtımını sağlamaktır.
Olgunlaşma Enstitülerinin Misyonu
Ülkemizin kültür, sanat ve zanaat mirasını özümseyebilecek, tasarıma ve esere dönüştürüp geliştirebilecek, gelecek nesillere aktarabilecek girişimci, nitelikli, yenilikçi bireyler yetiştirmektir.
Anadolu'yu Nakşeden O Eller: Olgunlaşma Enstitüleri Amblemin Hikâyesi
Anadolu'yu bir nakış kasnağı olarak sembolize eden dairesel form, aynı zamanda kurumun bireylere kazandırdığı “altın bileziği” simgelerken “olgunlaşmanın” baş harfini de temsil eder.
“El”, “emek” ve “enstitü” kelimelerinin minimal bir yansıması olan “e” tipografisi sanki bir insan elinden çıkmışçasına doğal bir hayat bulur ve aynı zamanda kasnağa işlenen ipliği yansıtır.
“e” harfinin ucunun açık ve kısa olması da geçmişten gelen büyük zanaat kültürümüzün gelecek kuşaklara aktarılma yolculuğunun hiç durmadan sürdürüleceği misyonunun sembolüdür.
“Bohça” (Olgunlaşma Enstitüleri satış odaklı marka ismi)
Binlerce yıllık kültür hazinelerimizin merkezi Anadolu’nun enstitülerimizin başarılarının ve kalıcılığının temsili olan kumaş ile kaplanması ve Anadolu’nun dört bir yanında yer alan, bin bir emekle işlenen, eşsiz zanaat ve sanat ürünlerinin bu kumaşın dört bir yanından tutarak tam ortada, köklerimizden beslenerek yenilenme ve dünyaya sunma odağında buluşmasıyla “Bohça” doğmuştur. Bohça olarak amacımız enstitülerimizin araştırıp, tasarlayıp ürettiği değerleri dünya çapında markalaştırmak ve tanıtmaktır. Bohça tarihsel birikimlerimizden ilham alan ürünlerin seçkin bir derlemesinden oluşan özel bir tasarım koleksiyonudur.
Türk zanaat ve sanat kültürünün yarattığı zenginlik, yetenekli Türk tasarımcılarının elinde eşsiz ürünlere dönüşmektedir. Özenle derlenen bu koleksiyon kültürümüze ait toplumsal ritüellerin, üretim tekniklerinin, geometrik formların, objelerin ve izlerin, yetenekli eller tarafından yeniden yorumlandığında, farklılaşarak küresel tasarım dünyasında nasıl öne çıktığını ve ‘köklerinden beslenmenin’ tasarım dünyası için ne denli değerli bir kavram olduğunu gözler önüne sermektedir. Bohça markamız İstanbul’un en eski semtlerinden Beyoğlu İstiklal Caddesindeki tarihi binada kültürel sanat eserleri arasında bir yolculuğa çıkabileceğiniz bir kapı olacaktır.